EDWARD LUCIE – SMITH
“TARİHİN GÖZLERİ”
15 KASIM – 3 ARALIK 2007
Dünyaca ünlü sanat eleştirmeni ve tarihçi Edward Lucie – Smith “Tarihin Gözleri” isimli fotoğraf sergisiyle, avangard sanatın üretiliş ve sisteme sokuluş yöntemlerini derinden sorguluyor. Ayrıca, sergi bünyesinde 16 Kasım 2007’de Piramid Sanat’ta Türk sanatseverlere bir konferans da verecek olan Edward Lucie – Smith “Demek Kendini Avangard Sanıyorsun?” başlığı ile sunduğu konferansta, “AVANGARDIN HAYAL KIRIKLIĞI” adını verdiği güncel uluslar arası sanat ortamının tüm işleyiş çarkını sorguluyor. En ünlü büyük bienallerden koleksiyonerlere, küratörlerden sanatçılara herkes bu sorgulamalardan fazlasıyla nasibini alıyor. Zorla skandal taşımasına gayret edilen yapay sergiler, aldığı resimlerle ilişkisini kesen koleksiyonerler ve daha neler neler…
“Bana neden fotoğrafçı olduğumu soranlar geç başladığımı, teknik olarak donanımsız olduğumu ve karanlık oda tecrübemin olmadığını biliyorlar. 60’lı yaşlarımın ortasından beri, bir çok kişinin emekliye ayrıldığı dönemde, profesyonel olarak fotoğraf yapımcılığı ile uğraşıyorum. Bir bakıma fotoğraf bana doğru geliyordu zaten. Sanat tarihçisi ve eleştirmen olarak arşivim için yıllar önce resim çekmeye başladım. Sıradan bir seyahat fotoğrafından daha fazlasına eğilimim olmuştu her zaman.
Yazılı bir günlük tutmaktan kaçındığım için, seyahatlerim arttıkça, gittiğim yerlerin bana hissettirdiklerini fotoğraf olarak kaydını tutmak istedim. Anladım ki, ilgim küçük görsel detaylar üstüne yoğunlaşmaya başladı. Böylece gördüğüm ve hissettiğimden çok, fotoğrafların soyutluk ve kavramsallık diyaloğundan oluştuğunun farkına vardım.
Şu andaki sergideki birçok fotoğraf soyut görünebilir fakat daha çok, dünyadaki kesin, net bir takım görsel olayları temsil ediyorlar. Bu da benim ilgimi fazlasıyla çeken bir çelişki. Bu serginin karakterini veren diğer bir etken de benim teknik bilgi eksikliğim. Profesyoneller her ne kadar kabullenmek istemeseler de, fotoğraftaki teknik ilerleme amatörlerin istekleri doğrultusunda oluştu.
Ben bir dijital çağ çocuğuyum. Önce film üzerine görseller yaparak başladım, daha sonra laboratuara vermektense resimleri kendim taramanın daha iyi olduğuna karar verdim. Dijital kamera geldikten sonra filmleri terk ettim. Yine de baskılarım hala profesyonel bir baskı atölyesinde yapılıyordu. Fakat, istediğim kontrolü bu da vermediği için kendime bir yazıcı aldım ve kendim baskı almaya başladım.
Buradaki çelişki, bir çok profesyonel fotoğrafçının donanımlı bir teknik desteği var, benim yok. A’dan Z’ye görseller benim. Çoğunu birçok fotoğrafçının küçümseyeceği küçük bir kamerayla çekiyorum. Kendi bilgisayarımda onlara gereken işlem ve müdahaleleri yapıyorum, tercih ettiğim programı kullanarak. En sonunda da çıkış alıyorum. Sonuç olarak, bu şekilde fotoğrafların hepsi tamamen benim olmuş oluyor!” -Edward – Lucie Smith, 2007